Bir bebeğin büyümesi demek gündelik yaşama alışması, dünyaya ve hayatın ağır şartlarına uyum sağlaması demek oluyor galiba. Bu süreçte tüm sistemleri, vücudu, aklı, boyu ve tipi hayatta kalabilecek şekillere giriyor.Doğumdan sonraki ikinci altı aylık dönem yepyeni bir süreç. Hayatta olduğunu farkeden bir bireye, hayatta kalmasını sağlayan "beslenme" alışkanlıklarını kazandırmaya çalışıyoruz...
----
Tombiler hastane oldukları süre boyunca ve eve çıktıktan
sonra tam 3 aylık olana kadar sadece anne sütü ile beslendiler. Ama sonra
zamanla ben aşırı kilo vermeye başladım. Hem prematüre bebek bakımının zorluğu
hem de gün içerisinde sürekli koşturup uykusuz kalma süreci beni çok yormuştu. Hamile
kaldığım kilonun oldukça altına inmiştim. Eliz ve Erde’ nin kilo alım hızı da azıcık
düşmeye başlayınca formül mama vermeye yönlendirildim.
İlk günler içim acıdı. Kimyasal bir ürünü su ile karıştırıp
çocuğuma yediriyor olma fikrine oldukça zor alıştım. Ama sadece süt için
diretseydim beklide bugün süt veremeyecektim. Öğünlerde dönüşümlü olarak anne
sütü- formül mama verdik. Gece uykudan önceki son beslenmeyi mama ile
yapıyorduk ki uyku biraz daha uzun süreli olsun böylece bende uyuyabiliyor ve
sabaha bol miktarda süt üretebiliyordum. Tam 5 ayı bu şekilde dönüşümlü olarak
geçirdik ve 7. Ayın başı itibariyle düzenli olarak ek gıdaya başladık. (6. Ay boyunca
da vermiştim ama düzenli değildi ve çocuklarda çok istekli olmadıkları için
verimli bir sonuç olmadı diyebiliriz.)
İlk 15 gün boyunca bizim yemek saatlerimizde onları da
sofrada kucağımıza oturtup yedirdik. Öğlen yoğurt, akşam meyve püresi. İkinci 15
günde buna sabah kahvaltısı eklendi. 1 yumurtanın sarısı, tuzu alınmış beyaz
peynir, küçük küçük topaklanmış ekmekler ve sonunda bir tatlı kaşığı pekmez. İlk
1 aylık süreyi böyle tamamladık. 8. Ayın başı itibariyle karışık beslenme
dönemine geçiş yaptık. Kendi yediğimiz yemeklerin tamamını tuzsuz olarak
pişiriyorum bizle birlikte sofraya gelip mama sandalyelerine oturup yiyorlar. Her
zaman çok kolay olmuyor tabii ki özellikle Eliz çok sıkılgan bir çocuk sevdiği
formda ve tatta değilse yemek istemiyor. Kolay yenen hızlıca biten yemekleri
seviyor. Püre kıvamlı, az taneli kolay yutulan şeyler istiyor hep. Erde çok
seçici değil genelde sıkıntısız yiyor.
Beslenme döneminde uyguladığım ve fayda gördüğüm birkaç
ipucu verebilirim.
·
Özellikle ilk zamanlar sofraya tüm aile birlikte
oturarak bebeğin izleyerek öğrenmesini sağlamak.
·
Öğün saatlerini sabit tutmak. Sabah uyandıktan 1
saat sonra kahvaltı ile başlamak. Uyanınca mama – meme vermemek.
Öğünlerimiz ve içerikleri şöyle;
o 8:00 kahvaltı (yumurta-peynir-tereyağı-ekmek-pekmez/ omlet-menemen-krep-pancake olabilir)
o 12:00 öğlen yemeği (kıymalı sebze yemeği hafif ezerek) + yoğurt (1 çay bardağı)
o 16:00 çorba (et / tavuk sulu her çeşit çorba, pek çok alternatif yapıyoruz) + meyve
o 19:30 akşam yemeği (et balık tavuk ağırlıklı doyurucu seçenekler, hafif ezerek)
o 22:30’a kadar her istediğinde anne sütü. Sabah kahvaltıya kadar uyansa bile asla gece beslemesi yok. Su dahil. Bu şekilde uyanma sıklığı azalıyor. Uyandığında sakinleştirip tekrar uyutuyoruz. 2-3 gün içerisinde uyandığında besleme beklememeye başlıyor. Hızlıca uyum sağlıyorlar.
·
Her öğünden sonra vakit kaybetmeden (evdeysem
eğer) ödül niyetine anne sütü. Eğer yemeği reddettiyse anne sütü de yok. Buradaki
amaç çocuğun bunu yemezsem başka şey verecekler algısının oluşmasını ve yemek
seçmesini engellemek.
·
Tüm bu öğünlerin arasında sadece su veriyoruz. Asla
yemek vermiyoruz. Bir sonraki öğüne kadar tamamen acıkmış oluyor. Eğer o öğünde
yemeyi reddederse bir sonraki öğüne kadar su hariç bir şey vermiyoruz. Bir sonraki
öğünde ne olursa olsun kaşığı havada kapıyor :):)
·
16:00 beslenmesinde çok fazla yedirmemek
gerekiyor bir kepçe çorba ekmeksiz olarak yedirmek ve üzerine bir porsiyon
aşırı doyurucu olmayan meyve vermek daha iyi oluyor. 20:00 beslenmesine kadar
acıkıyor. Akşam yemeğini kuvvetli yemesi önemli. Bu şekilde gece acıkmıyor. Eğer
ki akşam yemeğinde çok doyurucu olmayan bir yemek varsa yemekten sonra doyurucu
bir meyveye (muz, kuru kayısı, hurma) yulaf ekleyip yediriyorum ki tokluğu uzun
sürsün.
·
8. Ayın başı itibariyle formül mamayı tamamen
kestik. Ek gıda ile doymayı öğrendiler. Anne sütünü ödül olarak her beslenmenin
ardından veriyorum, sütüm azalmadı, çocuklar memeden uzaklaşmadı aksine daha
keyifli emmeye başladılar. Tadını çıkartıyorlar. Formül mamayı bırakmak hem
maddi hem manevi olarak bizi rahatlattı. 2 günde 1 büyük kutu mama
kullanıyorduk. Anne sütü candır. Lütfen emzirmekte ısrarcı olun !!!
·
İlk başlangıç dönemlerinde özellikle kabızlık sıkıntı
çektik. Bunun içinde birkaç farklı şey denedim ve sıkıntıyı çözmeyi başardık. Yöntemlerim
şöyle,
o
Sabah kahvaltıdan önce bir kaşık zeytinyağı
içirmek
o
Akşam uyutmadan önce, toplam 1 avuç olacak
şekilde, kuru erik üzüm ve kayısıyı
üzerini geçecek kadar suda haşlayıp iyice yumuşayınca rondodan geçirip, içerisine
1 çorba kaşığı yulaf unu (daha önce rondodan geçip inceltilmiş yulaf) ve bir tatlı
kaşığı çekilmiş ceviz (besleyici olsun diye) ekliyorum. Tatlı olduğu için
kolayca yiyorlar. Hem doyucu hemde bağırsak sistemine destek olan bir seçenek
oluyor.
o
Semizotu çorbası / semizotu yemeği
·
Kış döneminin soğukları başladığından beri
sarımsak kullanımını arttırdım. Doğal antibiyotik olan sarımsağı her şeye
ekliyorum neredeyse. Özellikle sebze çorbalarına etli yemeklere iyi gidiyor.
Eliz son bir aydır yumurta yemek istemiyordu. Son birkaç gündür ona sabah
kahvaltısında şöyle bir omlet yapıyorum.
o
1 kaşık otlu tereyağı (önceden hazırlıyorum
sürekli kullandığım için; 4 kaşık oda ısısında tereyeğı 2 kaşık zeytin yağı, 2
diş dövülmüş sarımsak, 1’er avuç incecik kıyılmış taze kekik, taze biberiye,
dereotu buzdolabında uzun süre dayanıyor bozulmuyor) 1 yumurta, 1 çorba kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri veya lor peyniri. Bu
tarifte sarımsak ve taze otlar yumurta kokusunu bastırdığı için itiraz etmeden
yiyor. Hem de hastalıklardan doğal yollar ile korunmuş oluyor.
·
Haftada 3 sefer balık yediriyoruz. Özellikle bol
yağlı olduğu için somon tercih ediyorum. Somon’u ilk gün fırında veya düdüklüde
pişiriyorum. Sonra kalanını didikleyip yumruk büyüklüğünde buzluğa atıyorum. İlerleyen
günlerde, sebze çorbasına katarak veya haşlanmış havuç patates brokoli ile
tereyağında kavurarak yediriyorum. Beyin gelişimi için faydasını anlatmama
gerek yok sanırım.
·
Blw ile beslenmiyorlar, çalıştığım için bu
konuda kimseye güvenemiyorum. Kaşıkla besleniyorlar evde olduğum zamanlarda
ellerine kemirebilecekleri şeyler veriyorum. Eliz zaman zaman kendisi yemek
istiyor o zaman izin veriyorum. Erde çoğunlukla eline aldığı yemekleri sıkarak
parmak aralarından fışkırtmayı seviyor sonrada yere fırlatıyor. JJ
·
Tarifler için;
o
gurmeannem.com, gurmebebek.com gibi internet
sitelerinden;
o
instagramda; ervaninannesi, eymeninmenüsü
hesaplarından
o
facebookta blwtürkiye, gurmeannem gruplarından
faydalanıyorum. Ama çoğunlukla bizim rutin olarak tükettiğimiz klasik yurdum ev
yemeklerini yapıyorum. Bebekler için ayrıca yemek pişirmiyorum. Ektra alışveriş
yapmıyorum. Bizim sofra düzenimize, yemek alışkanlığımıza uyum sağlamalarını
istiyorum.
Ama sonra kendimi ikna ettim. Issız bir adada doğursaydım ne yapardım diye düşünüp ben ne yersem onu yemeliler felsefesini benimsemeye karar verdim. Yemek istemekleri zamanlarda bende sizler gibi çok üzülüyorum, perişan oluyorum, bazen tıkıştırıp bazen onlarla birlikte ağlıyorum. Yapmamam lazım evet ama işte olmuyor. Arada hiçbirşey vermediğinde sonraki öğünde ne verirsen ver çok güzel yiyorlar buna defalarca şahit oldum.
Bu nedenle hem size tavsiyem hem kendime not olarak yazıyorum... Tıkıştırmak, ısrar etmek ve alternatif yemek denemek yok. yemeyince masadan kaldırıyoruz bir sonraki öğüne kadar bekliyoruz.
Söz!