12 Ekim 2015 Pazartesi

ne yazık...

Elimden bir şey gelmedi ne yazık üzülebildim sadece… Bir de evlatlarıma sıkıca sarılıp gözyaşı dökebildim. Şükrederken bugünüme…

Ne yazık… Bir şey gelmedi elimden…
Yarını düşünemedim, yarından korktum…

Bu sabah duyduğum o cümleye kadar içimde vardı içimde biraz umut parçası. 
“İçlerinde müslüman olanlara Allah rahmet eğlesin” dedi biri … 
İşte o dakika bende parçalandım. Bunu heceleyen dudaklara, söyleten akla, islamın doğrusunu bu zanneden fikre lanet ettim… Allahın rahmetini bile esirgeyerek verir olmuş. Her sabah asansörde karşılaşıp selam vermeyenlerden işte bunlar. Bir tebessümü, günaydını çok görenlerden. Ateş düştüğü yeri yaksın kimse bana dokunmasın. Allah benim allahım, para benim param, güç benim gücüm diyenlerden. Kendim gibi olmayanla günahımı bile paylaşmam diyenlerden bunlar.

Yakınımda, çok yakınımda ne yazık ki. Kaçamıyorum.  Orda karşımda, en doğru fikirmiş gibi inanıyor buna, okullar okumuş diplomalar almış insan bu, evlat yetiştiriyor… Din diye inanıyor kendi uydurduğu şeye. İslam hoşgörü dinidir diye öğrendik biz, sorsan Allah’ın 99 ismini ezbere biliyor, ama hiçbirinin ne anlama geldiğini bilmiyor. Ezberlemiş öğrenmemiş. Cehaletin kelime anlamı sanki.

Ne acı… Görüntüleri izlerken televizyonda BİZ nasıl bu hale geldik diye sormuştum hep kendi kendime. Sormama gerek yokmuş, birkaç kişi ile konuşsam yetermiş meğerse…

Ne yazık… Bir şey gelmedi elimden…
Yarını düşünemedim, yarından korktum…

Son umut kırıntımı da yitirdim bu sabah… Ne yazık, kendimden bile korktum…



“Dinle sözüm al nasihat / gözlerinde yaş incidir /cahil ile etme sohbet / her sözü bir baş incidir
Mürşit ile haşrolmayan / dünyasınıda ne bilir / cahilde kem boş söz çok olur / kendisini derya bilir”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder